Gümrük politikası piyasalarda dalgalanmalara neden oldu, Bitcoin'in güvenli liman özelliği sorgulanıyor

Son günlerde, ABD Başkanı tekrar gümrük tarifeleri politikası geliştirdi ve bu, küresel ticaret yapısını önemli ölçüde etkiledi. Bu durum, onun ilk döneminde uyguladığı benzer politikaları hatırlatıyor. O zaman, Dow Jones endeksi 500 puan düşmüştü.

Zaman 2025 yılına geldiğinde, bu başkan ikinci döneminde tekrar gümrük tarifesi politikasını yükseltti, etkisi ve kapsamı geçmişten daha büyük oldu ve küresel finansal piyasalara büyük bir darbe vurdu. Amerika'nın üç büyük borsa endeksi tümüyle düştü, Nasdaq, Dow Jones ve S&P 500 endekslerinde büyük düşüşler görüldü.

Kripto para piyasası da etkilenmiştir. Bitcoin gibi ana kripto varlıkların fiyatları düşmüştür, Bitcoin bir ara 74,500 USDT seviyesine kadar gerilemiştir. Verilere göre, gümrük politikası yürürlüğe girdikten sonraki 24 saat içinde, kripto piyasa genelinde düşmüş, ana akım kripto varlıklar ortalama %3-%10 arasında değer kaybetmiştir ve toplam piyasa değeri yaklaşık 300 milyar dolar erimiştir. Şu anda bir miktar toparlanma yaşanmakla birlikte, piyasa henüz tamamen düzelmemiştir.

10 Nisan'da, ABD Başkanı'nın 75 iletişim halindeki ülkeye 90 gün vergi askıya alma açıklamasıyla, hem geleneksel finans piyasalarında hem de kripto piyasasında canlanma belirtileri görüldü. Bitcoin fiyatı 80,000 USDT seviyesine geri döndü. Ancak, piyasa duygusu hâlâ aşırı korku durumunda. Bazı analizler, Başkan'ın bu eyleminin içsel ticaret şüphesi taşıyabileceğini öne sürüyor. Aynı zamanda, piyasalarda bazı büyük varlık sahiplerinin Bitcoin'i zorla satmasının "ölüm sarmalı" tetikleyebileceği endişesi de mevcut.

Uzun zamandır, Bitcoin "dijital altın" olarak görülüyor ve önemli özelliklerinden biri acil durumlarda bir güvenli liman aracı olarak işlev görebilmesidir. Ancak, ne bu tarife olayı sırasında ne de son altı aydaki performansında, Bitcoin bu rolü mükemmel bir şekilde üstlenmiş gibi görünmüyor.

Bitcoin ile altının spot fiyatları arasındaki karşılaştırmada, her ikisinin de genel ortam etkisi altında benzer yönlerde dalgalandığı görülse de, Bitcoin daha yüksek bir volatilite sergilemektedir. Son altı ayda, altın fiyatları sürekli bir artış gösterirken, Bitcoin fiyatı ise bir düşüş trendi izlemektedir.

Aslında, Bitcoin ile ABD'nin üç büyük hisse senedi endeksinin hareketlerini üst üste koyarak analiz ettiğimizde, aralarındaki ilişki gücünün belirgin bir şekilde arttığını görüyoruz. Bu, Bitcoin'in makro riskler karşısında "güvenli liman varlığı" bağımsızlığını göstermediği, aksine yüksek riskli varlıkların hareketleriyle daha yakın bir ilişki içinde olduğu anlamına geliyor.

Uzmanlar, Bitcoin spot ETF'sinin piyasaya sürülmesinin ardından, geleneksel finansal kurumların tahsisatlarıyla birlikte, Bitcoin'in giderek daha fazla "küresel fon tahsis sistemi içine dahil edilen yüksek Beta varlık" gibi görünmeye başladığını belirtiyor. Fiyat dalgalanmaları ise ABD Hazine tahvili getirileri, dolar endeksi, makro politika beklentileri gibi faktörlerden giderek daha fazla etkileniyor.

Bu fenomen, kripto varlıkların "fiyatlandırma mantığı" üzerine yeniden düşünmeyi tetikledi. Eğer Bitcoin kritik anlarda bir güvenli liman işlevi göremezse ve hatta sistematik riskler karşısında teknoloji hisseleri kadar hassas davranırsa, o zaman bu dijital altın mı, yoksa sadece inanç etiketine sahip yüksek volatiliteye sahip bir varlık mı?

Buna rağmen, piyasada hala olumlu faktörler var. Tarihsel olarak benzer gümrük politikaları genellikle küresel ticaret mekanizmasının daha olgun ve mantıklı bir hale gelmesine yol açmıştır. Bu gümrük politikası daha çok bir müzakere kozu gibi, somut bir çatışma değil. Aynı zamanda, ABD'nin karşılaştığı mali açık sorunu bu politikanın sermaye geri çekimini sağlama aracı olmasına neden olabilir.

Kripto pazarına katılanlar için uzun vadeli düşünmenin anlamı artık sadece basit bir tutma stratejisi ile sınırlı değil. Pazarın belirsizliği uzun süre devam edebilir, bu nedenle yatırımcıların iyi temel verilere sahip projeleri anlamak ve keşfetmek için daha yüksek bir bilinç geliştirmeleri gerekiyor.

Gerçekten zaman testine dayanabilen, her anlatının çöküşünden sonra hâlâ var olan ve hâlâ kullanılan yapısal varlıklar ve zincir üstü uygulama ağlarıdır. İster kamu zinciri, DePIN, AI gibi altyapılar olsun, ister cüzdanlar, çapraz zincir köprüleri gibi merkeziyetsiz uygulamalar, bunlar bu sektörün ilerlemeye devam etmesini destekleyen temel altyapıdır.

Uzun vadeli düşünmenin temeli, blockchain teknolojisinin uygulanması ile ilgili anlayış ve katılımda yatmaktadır, fiyatlara olan saplantıda değil. Gerçekten yatırım yapılması gereken projeler, sürekli olarak protokolleri güncelleyen, uygulamaya geçiren ve blockchain ile gerçek sorunları çözmeye çalışanlardır. Yatırımcılar bu projelere odaklanmalı ve kısa vadeli piyasa dalgalanmaları konusunda aşırı endişelenmemelidir.