Bitcoin Balina'nın Yükselişi ve Yatırım Stratejileri
Son 5 yılda, bir teknoloji şirketi, İzlanda'nın gayri safi yurtiçi hasılasına eşdeğer 40.8 milyar dolar yatırım yaparak 580.000'in üzerinde Bitcoin biriktirdi ve bu, toplam Bitcoin arzının %2.9'unu, aktif Bitcoin'lerin yaklaşık %10'unu oluşturuyor. Bu şirketin hisse senetleri üç yıl içinde %1600 oranında bir artış gösterdi ve bu, aynı dönem içinde Bitcoin'in %420'lik artışının çok üzerinde, piyasa değerinin 100 milyar doları aşmasını sağladı ve NASDAQ 100 endeksine girmeyi başardı.
Bu şaşırtıcı büyüme, piyasada geniş bir tartışma başlattı. Bazıları, şirketin trilyon dolarlık bir dev haline geleceğini tahmin ederken, diğerleri ise olası bir Bitcoin satışı yaparak piyasalarda panik yaratma ihtimalinden endişe duymaktadır. Ancak, çoğu kişi bu şirketin işleyiş modeli hakkında derin bir anlayışa sahip değil. Bu makalede, şirketin işletme stratejileri detaylı bir şekilde incelenecek, gerçekten Bitcoin piyasası için büyük bir risk oluşturup oluşturmadığı veya devrim niteliğinde bir iş modeli mi temsil ettiği araştırılacaktır.
Fon Kaynağı ve Yatırım Stratejisi
Şirket, Bitcoin satın almak için üç ana kanaldan fon topluyor: işletme gelirleri, hisse senedi ihracı ve borç finansmanı. Bunlar arasında en çok dikkat çeken borç finansmanı, ancak aslında, şirketin Bitcoin satın almak için kullandığı fonların çoğu hisse senedi ihraçlarından gelmektedir.
Bu yaklaşım ilk bakışta sezgisel görünmüyor: Yatırımcılar neden doğrudan Bitcoin'e yatırım yapmak yerine şirket hisselerini satın alsın? Cevap, benzersiz bir arbitraj fırsatında yatıyor.
Birçok kurumsal yatırımcı, fon ve düzenlenmiş varlık, yatırım yetkisi sınırlamaları nedeniyle Bitcoin gibi yeni varlıkları doğrudan satın alamıyor. Şirketin hisse senedi, bu varlıkların Bitcoin'e dolaylı erişimini sağlıyor ve böylece bir arbitraj alanı yaratıyor.
Şirket, hisse senedi değeri ile sahip olduğu Bitcoin değeri arasındaki primden sürekli olarak daha fazla Bitcoin satın almakta ve aynı zamanda her bir hisse başına düşen Bitcoin miktarını artırmaktadır. Geçtiğimiz iki yıl içinde, bu şirketin hisselerini elinde bulunduran yatırımcılar Bitcoin cinsinden %134'lük bir getiri elde etti, bu doğrudan Bitcoin bulundurmaktan çok daha yüksektir.
Bitcoin ETF'sinin piyasaya sürülmesinden sonra bile, bu strateji hala geçerlidir. Çünkü birçok fon, 25 trilyon dolar varlığa sahip olan çoğu ortak fon da dahil olmak üzere, ETF'ye yatırım yapma konusunda hala yasaklanmıştır. Örneğin, büyük bir uluslararası yatırım fonu, şirketin yaklaşık %12'sine sahip olarak, onun en büyük dış hissedarlarından biri olmuştur.
Borç Stratejisi: Esneklik ve Risk Kontrolü
Şirketin borç stratejisi de oldukça avantajlıdır. Üstlendiği borç, bir tür "ipotek" gibi olup, sadece belirli bir süre içinde faiz ödemesi gerekmekte ve anapara, sürenin sonunda geri ödenebilmektedir. Bu esneklik, şirketin piyasa dalgalanmalarına daha iyi yanıt vermesini sağlamakta ve hisse senetlerini "kripto pazarındaki dalgalanmalardan yararlanma" aracı haline getirmektedir.
Sonuç: Arbitraj, Kaldıraç Değil
Şirketin temel faaliyetleri esasen arbitraj yapmak yerine yüksek kaldıraçlı işlemlerdir. Gerçekten belirli bir borcu bulunsa da, şirket ancak Bitcoin fiyatı beş yıl içinde yaklaşık 15.000 dolara düştüğünde ciddi risklerle karşılaşacaktır.
Daha fazla şirketin bu modeli benimsemesiyle, piyasa rekabeti artabilir. Eğer bu şirketler rekabet amacıyla prim alma konusunda vazgeçer ve aşırı borçlanırlarsa, ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, yatırımcıların bu tür şirketlere dikkat ederken, mali durumlarını ve risk yönetim stratejilerini yakından izlemeleri gerekiyor.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
14 Likes
Reward
14
6
Share
Comment
0/400
GateUser-5854de8b
· 07-13 06:03
Bu balina çok güçlü... Vay canına
View OriginalReply0
Anon4461
· 07-12 15:46
dipten satın al pro akış
View OriginalReply0
BearMarketMonk
· 07-12 12:53
Çok harika, hemen Spot Copy-Trading yapmak istiyorum.
View OriginalReply0
SatoshiSherpa
· 07-11 00:09
Çok acımasız, bu sefer kazandık.
View OriginalReply0
ProbablyNothing
· 07-11 00:06
Parası olan keyfine bakar! Zengin ve cüretkar.
View OriginalReply0
ForkTongue
· 07-11 00:04
Balina su yüzüne çıktı... Küçük yatırımcılar kaçıyor.
Bitcoin Balinaları Yükseliyor: 580,000 BTC'nin Arkasındaki Yetkilendirilmiş Arbitraj ve Risk Kontrolü
Bitcoin Balina'nın Yükselişi ve Yatırım Stratejileri
Son 5 yılda, bir teknoloji şirketi, İzlanda'nın gayri safi yurtiçi hasılasına eşdeğer 40.8 milyar dolar yatırım yaparak 580.000'in üzerinde Bitcoin biriktirdi ve bu, toplam Bitcoin arzının %2.9'unu, aktif Bitcoin'lerin yaklaşık %10'unu oluşturuyor. Bu şirketin hisse senetleri üç yıl içinde %1600 oranında bir artış gösterdi ve bu, aynı dönem içinde Bitcoin'in %420'lik artışının çok üzerinde, piyasa değerinin 100 milyar doları aşmasını sağladı ve NASDAQ 100 endeksine girmeyi başardı.
Bu şaşırtıcı büyüme, piyasada geniş bir tartışma başlattı. Bazıları, şirketin trilyon dolarlık bir dev haline geleceğini tahmin ederken, diğerleri ise olası bir Bitcoin satışı yaparak piyasalarda panik yaratma ihtimalinden endişe duymaktadır. Ancak, çoğu kişi bu şirketin işleyiş modeli hakkında derin bir anlayışa sahip değil. Bu makalede, şirketin işletme stratejileri detaylı bir şekilde incelenecek, gerçekten Bitcoin piyasası için büyük bir risk oluşturup oluşturmadığı veya devrim niteliğinde bir iş modeli mi temsil ettiği araştırılacaktır.
Fon Kaynağı ve Yatırım Stratejisi
Şirket, Bitcoin satın almak için üç ana kanaldan fon topluyor: işletme gelirleri, hisse senedi ihracı ve borç finansmanı. Bunlar arasında en çok dikkat çeken borç finansmanı, ancak aslında, şirketin Bitcoin satın almak için kullandığı fonların çoğu hisse senedi ihraçlarından gelmektedir.
Bu yaklaşım ilk bakışta sezgisel görünmüyor: Yatırımcılar neden doğrudan Bitcoin'e yatırım yapmak yerine şirket hisselerini satın alsın? Cevap, benzersiz bir arbitraj fırsatında yatıyor.
"Yetki Arbitrajı": Kurumsal Yatırım İhtiyaçlarını Karşılamak
Birçok kurumsal yatırımcı, fon ve düzenlenmiş varlık, yatırım yetkisi sınırlamaları nedeniyle Bitcoin gibi yeni varlıkları doğrudan satın alamıyor. Şirketin hisse senedi, bu varlıkların Bitcoin'e dolaylı erişimini sağlıyor ve böylece bir arbitraj alanı yaratıyor.
Şirket, hisse senedi değeri ile sahip olduğu Bitcoin değeri arasındaki primden sürekli olarak daha fazla Bitcoin satın almakta ve aynı zamanda her bir hisse başına düşen Bitcoin miktarını artırmaktadır. Geçtiğimiz iki yıl içinde, bu şirketin hisselerini elinde bulunduran yatırımcılar Bitcoin cinsinden %134'lük bir getiri elde etti, bu doğrudan Bitcoin bulundurmaktan çok daha yüksektir.
Bitcoin ETF'sinin piyasaya sürülmesinden sonra bile, bu strateji hala geçerlidir. Çünkü birçok fon, 25 trilyon dolar varlığa sahip olan çoğu ortak fon da dahil olmak üzere, ETF'ye yatırım yapma konusunda hala yasaklanmıştır. Örneğin, büyük bir uluslararası yatırım fonu, şirketin yaklaşık %12'sine sahip olarak, onun en büyük dış hissedarlarından biri olmuştur.
Borç Stratejisi: Esneklik ve Risk Kontrolü
Şirketin borç stratejisi de oldukça avantajlıdır. Üstlendiği borç, bir tür "ipotek" gibi olup, sadece belirli bir süre içinde faiz ödemesi gerekmekte ve anapara, sürenin sonunda geri ödenebilmektedir. Bu esneklik, şirketin piyasa dalgalanmalarına daha iyi yanıt vermesini sağlamakta ve hisse senetlerini "kripto pazarındaki dalgalanmalardan yararlanma" aracı haline getirmektedir.
Sonuç: Arbitraj, Kaldıraç Değil
Şirketin temel faaliyetleri esasen arbitraj yapmak yerine yüksek kaldıraçlı işlemlerdir. Gerçekten belirli bir borcu bulunsa da, şirket ancak Bitcoin fiyatı beş yıl içinde yaklaşık 15.000 dolara düştüğünde ciddi risklerle karşılaşacaktır.
Daha fazla şirketin bu modeli benimsemesiyle, piyasa rekabeti artabilir. Eğer bu şirketler rekabet amacıyla prim alma konusunda vazgeçer ve aşırı borçlanırlarsa, ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, yatırımcıların bu tür şirketlere dikkat ederken, mali durumlarını ve risk yönetim stratejilerini yakından izlemeleri gerekiyor.